Ocak 02, 2013

manyak çekmek diye bir şey var? duydunuz mu?

abi bi kere de normali bulsun beni diyorum ya ben hep, yok arkadaş bulmuyor. olmuyor. manyakçeker bir insan mıyım nedir, anlamadım ki.
bütün manyaklar itina ile beni buluyor derken bu sabah hasta herifin teki beni levent'te yolun ortasında pıstırınca anladım ki, bütün manyaklar beni bulmuyor. bazı manyaklar dönüp dolaşıp hep beni buluyor.

bu adam, ismini bilmem cismini de bu sabahtan sonra hatırlarım diye tahmin ediyorum, 6 ayda bir beni bir şekilde yakalayıp muhabbet açıyor. replik de hep aynı; boğaziçi'de okuyorsun di mi? işletmedesin? ben de finansta master yapıyorum. okulda görüyorum hep, tanıdık geliyorsun. adın merve'ydi di mi? kahve içelim mi?
bir dedi, hayır dedim. 6-7 ay sonra yine geldi yine aynı şeyi söyledi yine hayır dedim. bu şekilde 3-4 kere yaşadık bu olayı. 
1 senedir falan yoktu ortalıklarda. bu sabah levent'te yakaladı beni. önce tanımadım, merhaba diye girince muhabbete yol falan soracak sandım. ama yukarıda yazdığım replikleri söylemeye başlayınca dank etti bana; hay allah gene bu manyak! ben sizi tanımıyorum iyi günler deyip hızlıca sıvıştım. metroya kadar dibimden dibimden geldi adam ya.
hayır ben o kahveyi onun boğazına dizicem haberi yok onun. bi siktir git be adam. başka kadın mı kalmadı kainatta.

bi başka manyak da gecenin bir köründe evlen benle diye tutturmuştu. telefon numaramı bulmuş, arayıp mesaj atıp dururdu. bi de küserdi cevap vermeyince. sonra kıyamayıp bana geri barışırdı. evimi bildiğini öğrenince epey bir süre akşamları hep birileri bırakmıştı beni eve. bak şimdi hatırladım samet ha bire hayranları tarafından öldürülen ünlülerin hikayelerini anlatırdı. arkadaşlarım da normal değil ki anacım benim.

bi de şey var, bi partide gördükten sonra; ki allah kahretsin o partiyi ne rezil bir geceydi, bak yine hatırladım yine kötü oldum; bana ulaşmak için fake facebook hesap alıp 35 mesaj atan biri var. egodan da kaybetmek istemiyor abi, belli mi olur belki cevap vermem falan. ben de az pislik değilim ama ya, çocuğun kim olduğunu öğrenmek için mesajlarına cevap vermiştim, kim olduğunu öğrendikten sonra da bırakmıştım cevap yazmayı. o da tutturmuştu kahve içmek için. ne geliyorsa bu kahve tutkumdan geliyor zaten benim başıma. ama bu çocuğa dair hatırladığım en komik şey, yazık bütün gece dikkatimi çekmek için etrafımda dolaşmış abuk sabuk dans etmiş durmuş, renkli bir tişört giyip salak gözlüklerden takmış, bizim masaya içkisini bırakmış, alırken benim kadehime çarpmış falan filan, ama ben hepsini silmişim. ay hiç hatırlamıyorum, hiç dikkatimi çekmemişsin demek ki demiştim de çok üzülmüştü.

bir de, facebooktan "slm nbr" diye mesaj atanlar var ki, özgüvenlerine hayranım.

bir de, ben şu an bu yazıyı yazarken kulaklıktan yalın'ın sesi yükseliyor. baya baya eşlik ederek dinliyorum şarkıları. anaaaeeem, resmen liseli ergen oldum. (buraya ot, bok! diyerek bitirmek isterdim yazıyı, ama öyle deyince furkan kızıyor bana. o sebepten diyemiyorum. ama siz zaten anladınız onu.)