Nisan 04, 2013

write up denen şey, işte böyle bir şey!

sene hiç unutmam 2006, oda arkadaşlarımızla kalbimiz kadar temiz bir kaynaşma toplantısı ayarladık. sonra baktık ki kaynaşmaya niyetli bir ikimiz varmışız. napalım biz de istemeye istemeye kaynaştık. hatta kaynaşmayı abartıp birbirimize lakaplar taktık, o lakaplarla forumlarda fink attık. yetmedi, sen bembeyaz elbisenle uçarak gelip beni 1. erkek yurdunda kalırken boğularak ölmekten kurtardın. o da yetmedi, hisarüstüne malolalım eve çıkalım dedik; bu sefer de hisarüstü bize lakap taktı, kardeşler marketin üstü daire 3teki kızlar oluverdik.

tabii hain karma (eşekler götürsün inşallah onu) peşimizi şu orta halli öğrenci evimizde de bırakmadı. renkli gözlü slowmotion itfaiyeci mi dersin, kemal amca ve onun çırağı rolünde karısı mı dersin, karşı komşu cemile'nin rakam okuma özürlü arkadaşları mı dersin, hatta ismi sana resmi bana benzeyen intihara meyilli kız yüzünden kapımıza "ölme lan değmez hayat" diye dayananları mı dersin. durmadı arkadaş o kapı. düşündüm de, normal kimse de çalmadı herhalde daha o kapıyı. en normali iski'den geldi, o da "niye bu ibre oynamıyor" diye sabahın köründe bize çeşmeleri açtırmaya geldi.

artık sen mezun olduğuna göre üst komşunun dış kapı anahtarına sahip olduğundan emin olduğumuz bir apartmana taşınalım, alttaki zili de sökelim, ev sahibi "sökücem otomatı haa"derse de nanik yaparız böylece.

neyse efenim, sen artık mezun olduğuna, hatta ben bu yazıyı o sebepten yazmaya çalıştığıma göre, yukarıda hatırlattığım yaşanmışlıklar doğrultusunda mezuniyet sonrası senden beklentilerim şunlar. (öyle tabii sen mezun oluyor olabilirsin ama beklenti sahibi olmak bana düşer.)
öyle taş maş düşürmek, adalara diye gidip kolun alçıda dönmek, burnunu dönercinin camına dayamak, arabaların önüne atlayıp insanlara 90 derecelik yokuşlarda cm kaymadan kalkışlar yaptırmak, arkadaşına kargaburnu doğrultmak, telefonla çay demlemeye çalışmak, markete gidip "şoktayım seviiil" diye arayıp bana şok geçirtmek, cumhurbaşkanına tweet atıp referans istemek, en önemlisi de tanımıt taferimite tıtını tönüp gökyütünde yalnıt geten biğr yıldıt gibi olmak yok. onlar yerine takas yap, bol bol su içip böbreğini sev, elmayı koru, ha bi de antenimizden uzak dur!

sevil.


* hayatımın her şeye rağmen en özel, en kıymetli insanlarından, pozitif bıdık'ın isim annesi, ben "ben" olurken yanıbaşımda olanlardan... iyi ki varmış dediğim... 
mailleri karıştırırken buldum da, paylaşayım dedim.
çok nostaljikim, evet.