Nisan 08, 2010

don't mess with us when we're hungry!

Bizim evde 'Pizza mı istesek' dendiği zaman herkes bilir ki bu soru cümlesine mevzu bahis olan pizza Dominos'un italianosudur. Ve yine herkes bilir ki bu sorunun tek bir cevabı vardır: EVET!!!
Nitekim pazar akşamı da öyle oldu. (4 Nisan). Yemeksepeti üzerinden Dominos'tan iki tane büyük italiano siparişi verildi. Yalnız ufacık bir problem vardı, Bebek şubesi tadilatta olduğu için Ulus şubesi kullanıldı. Böylece kısa olacağı düşünülen bekleyiş başladı.
15 dakika oldu... 20 dakika oldu... 25 dakika oldu... 30 dakika oldu... 31 dakika oldu, bundan sonra para ödemiyoruz oleeeyyy... e 45 dakika oldu, nerede bu pizza? 50 dakika oldu ben bir yemeksepeti ile konuşayım...
Evdeki üçlü arasında geçen bu konuşmalardan sonra yemeksepeti'nden online yardım istendi, Anıl ile konuşuldu, şubenin özür dilediği paket servisteki yoğunluktan kaynaklı bir problem olduğu pizzamızın bize ulaşmak üzere olduğu söylendi. Biz beklemeye devam ettik. Siparişi verdikten tam 1 saat 10 dakika sonra buuuzz gibi olmuş pizzalar elimize tutuşturuldu, üstüne bir de para istendi. Öncelikle ben kapıda yaklaşık 10 dakika servis elemanıyla tartıştım. Adam 'Beni ilgilendirmez, şimdi paramı verin, sonra istiyorsanız müdürümü arayın' dedi. Ben de nazikçe 'Al bu buz gibi pizzaları otur müdürünle beraber sen ye!' dedim, ama nazikçe...
Fazlasıyla acıkmış ve sinirlenmiş bir ben ve benden daha beter durumda Yasemin ve Sevil. Hemen arkasından yemeksepeti online yardım hattından bağlanılan Mete... Sevgili Mete... Yazı diline aktaramadığım kızgınlıklarıma tanık olmak zorunda kalan Mete. 'Ben de Hisarüstü'nde oturuyorum.' diyen Mete. Bu iş tüketici hakları mahkemesine gider denilen Mete. Benimle online baş edemeyip telefon eden Mete. Ne büyük bir hata yaptığının birazcık geç farkına varan ve geri dönemeyen Mete. Kendisini anladığım Mete...
Neyse efenim, biz konumuza geri dönelim. Servis elemanı 'Bebek şube kapalı olduğu için yemeksepeti sizi Levent şubeye yönlendirmiş, burası bizim dağıtım alanımızda değil. 30 dakikada kapınızda garanti kapsamına girmez. yemeksepeti ile konuşun.' deyip suçu karşı tarafa yüklerken bizim için önemli olanın, suçlunun kim olduğu değil haklının biz olduğumuz gerçeği olduğunun farkında değildi. Mete ile yaptığım uzun konuşmalar, bu konuşmalar üzerinden Levent şube ile yaptığım tartışmalar sonucunda öğreniyorum ki Ulus şubesi paket servisteki yoğunluktan dolayı bizim siparişi Levent şubesine yönlendirmiş. Konuyla ilgili bizi bilgilendirmeyi de atlamışlar. Daha önce 'Hava şartlarından dolayı siparişiniz 30 dakikada teslim edilemeyebilir, kabul ediyor musunuz?' diye arayan Dominos pizza şube değişikliğini bildirmeyi unutmuş. Bu durum karşısında Levent şubenin ilk teklifi 'Pizzanızı tekrar gönderelim ama yine de aynı sürede gelir ve para vermeniz gerekir.' Yani hiç bir değişiklik yok. İkinci teklif, pizzanızı yarım saat içinde teslim edelim ama ücreti ödeyin. Az önce bir saatte gelemeyen pizza şimdi nasıl oluyor da yarım saatte teslim edilebiliyor. Ki Leventten benim evim yürüyerek yarım saat zaten.
Onların umursamaz ve saygısız tavırları - üstelik her yerde %100 mutlu müşteri diye reklam yaparken- karşısında oldukça sinirlendik ve işi biraz inada bindirdik, 'o pizzalar yarım saat içinde kapımızda olacak ve ücret talep edilmeyecek' politikasında ısrar ettik.
Benim sabırlı tavırlarım karşısında artık Yasemin dayanamayıp telefonu aldı ve karşısındaki şube yetkilisine 'Benim burada açlıktan kan şekerim düştü, siz neden bahsediyorsunuz. O pizzaların en acil şekilde getirilmesini ve para istenmemesini talep ediyoruz!!' diye çemkirdi. Adam mı? O sadece 'Peki efendim' diyebilmiş.
25 dakika sonra çalan kapı zili, getirilen sıcacık pizzalar ve birbirinden mutlu biz... Ve tabii bir de yeni mottomuz: 'Don't mess with us when we're hungry!!!' =)

Nisan 04, 2010

Bu yazı, geç izlenmiş bir filmin geç kalmış anlatısıdır..

!! Dikkat bolca spoiler içerir !!

'Benim kız arkadaşım, benim sevdiğim kadın düğüne geldi, yediler..'

'Binlerce yıllık insanlık tarihinde kıyamet bana denk geldi arkadaş. Böyle talih olur mu?'
replikleriyle bizi bizden alan film.(biliyorum böyle okuyunca komik olmuyor, ama aslında komik)

Ada: Zombilerin Düğünü

Geçen akşam yapsak yapsak midtermlere çalışmamak için ne yapsak diye düşünürken ev arkadaşım youtube'dan açtığı bir fragmanı izletti, 'sen de beğenirsen izleyelim' diye. Beğenmek ne kelime fragmana da filme de bayıldım.

Olağanüstü bir film mi? Hayır,değil. Oyunculuklar muhteşem mi? Maalesef öyle olduğu söylenemez. Hikaye iyi mi? Boşlukları tamamlarlarsa iyi olabilir.

Peki, neden beğendik biz bu filmi?

Çünkü çok sıcak, çok bizden. Yapılan espriler de, olaylar karşısında verdikleri tepkiler de, ettikleri küfürler de, yaşananlara isyan edişleri de tıpkı bizim gibi. 'Ben de olsam böyle derdim, böyle yapardım' dedirtiyor izleyene, en azından bize dedirtti.

Film, el kamerası tekniği ile çekilmiş. Ve 'Türkiye'nin ilk zombi filmi' sloganıyla yola çıkmış.
Gerek amatör kamera kullanımı, gerek komedi öğeleri gerekse de sıcaklığı, samimiyeti ile olmuş dedirtiyor. Zombi makyajları ise oldukça başarılı, konuyla ilgili epey övgü almışlar zaten; yetkili merci diye düşünebileceğimiz yerlerden.

Filmin senaristleri de, yönetmenleri de ve hatta yapımcıları da Talip Ertürk ve Murat Emir Eren. Bu işe para harcamışlar, zaman harcamışlar, en önemlisi emek harcamışlar. Gişe beklentilerini karşıladı mı bilmiyorum ama iyi ki de yapmışlar.

Sinemayla, tekniğiyle, sanatıyla ilgili konuşursak çok eksik buluruz, doğrudur. Ama arkadaşım biz bu filmi izledik ve kahkahalarla güldük, çok çok güldük.
Bu film bizi çok keyiflendirdi.
'Benim sevgilimi yediler!' repliğiyle de keyiflendirmeye devam ediyor.

Fragmanı izlemek isteyenler için www.adafilmi.com

Filmi izlemek isteyenler için www.dr.com.tr ve d&r mağazaları
dvd fiyatı 19.99 TL vcd fiyatı 10.99 TL

Nisan 01, 2010

Şakayla başlayan ay

1 Nisandan bahsediyorum.

Nasıl bir aydır ki ilk gününde herkes enseye tokat göze parmak modunda abuk sabuk şakalar yapmakta sonra da '1 Niisaaannn, ahahhah' demektedir.

Hangi mantalitedeki bir insan böyle bir fikri ortaya atmış, diğerleri de onaylamış, benimsemiş, devam ettirmiş, günümüze getirmiş, başımıza bela etmiştir? Nasıl garip bir zevk alma durumudur.

Böyle laubali başlayan bir ayın devamından ne beklenebilir. Ciddiyet? hahaha, ilahi siz..Güldürmeyin beni.

Biz herhangi bir beklenti içine girmeyip sadece son bir buçuk saatimizi kazasız belasız atlatmayı diliyoruz...