Kasım 14, 2012

nisandan kalma bir gece var aklımda, oku bak.

puslu soğuk bir hava. hafif çiseleyen yağmur.
köprüdeymişiz. asyayı avrupaya bağlıyormuşuz.
saatlerce dolaşmış, aklımıza esen yere gitmiş, sağa mı sola mı diye sormuşuz her yol ayrımında. iç'imizi dinlemişiz. o ne derse onu yapmışız, sağ dediyse sağa kırmışız direksiyonu sol dediyse sola.
polis çevirmesine yakalanmış, arabayı kaptırmanın ucundan dönmüşüz. polis abi kıyak geçmiş bize. biz yeni sevgiliymişiz ne de olsa, yemek yiyecek yer arıyormuşuz. gençmişiz işte, kanımız kaynıyormuş.
dönmüş dolaşmış kürkçü dükkanında bulmuşuz kendimizi. caddebostan bibuçuk açmış kollarını bize. gece 12 olmuş ama mutfak son bir yemek daha hazırlayabilirmiş bizim için.
bana bi chef's burger bi de miller söyler misin, deyip tuvalete gitmişim. bu siparişimle onun da salata su menüsünü sabote etmişim farkında olmadan.
keyifliymişiz.
sohbet etmişiz uzun uzun.
her şeyden.
herkesten.
hayallerden bahsetmişiz birazcık da. ucundan kıyısından.
ben sevmem zaten hayallerimi anlatmayı.
hem o kim ki?
niye paylaşmışım ki onunla bunları?
nerden biliyormuş incir'i?
niye biliyormuş?
dinlemiş beni.
çok konuşanları sevmem aslında ben, demiş, bi de yavaş konuşanları. zaman kaybı gibi geliyor onlarla olmak. ama seninle olmayı seviyorum, seninle konuşmayı, seninle paylaşmayı.
iyi bir şeyler söyledi galiba, diye geçirmişim iç'imden.
üşümüşüm biraz. bahçede oturmuşuz, sigara içiyor çünkü.
keşke içmese demişim, yine iç'imden. zaten 37sinde öleceğine inanıyor, içmese keşke.
kalkmışız sonra, saat epey olmuş.
arabaya binmişiz.
radyoyu açmışız.
powerturk açık. bu aralar takmış zaten, ofiste çalışırken de hep powerturk dinliyor. iç'imden düşünmüşüm, evet.
diyorum ya iç'imizle yaşıyoruz biz o geceyi. hep iç'imizden geçiyor, iç'imizden söylüyoruz, iç'imizden düşünüyoruz.
köprüye yaklaşmışız ve puslu soğuk havayla karşılaşmışız.
her yer sis.
çok güzel demişim, ben böyle havaları çok severim.
ben sevmem demiş.
radyoda bu şarkı başlamış.
aa bak ahtapotlar demiş.
hayır demişim.
evet demiş.
ahtapotlar çıkmış gerçekten de.
ama bu akustik olan benim dediğim eski versiyonu demişim. ben bu şarkıyı senden önce biliyordum diye eklemişim.
bilmiyorsun, tanımadın bile şarkıyı demiş.
biliyorum demişim.
inatlaşmışız. biz her konuda inatlaşıyoruz ki zaten, hatta hala.
şarkıyı söylemeye başlamışız.
söylemişiz beraber.
sevmişiz biz bu şarkıyı, bizim olmuş sanki.
köprü bitmiş, sis dağılmış.
galata'ya gelmişiz.
ben onu öpmüşüm, evime doğru yürümeye başlamışım.
kule'ye adım adım yaklaşırken, yağmurla toprak yeni sevişmişken, mis gibi kokarken hava mırıldanmışım.

gömleğim beyaz olsun, sen seç kravatımı
eteğin kırmızı olsun açık bırak saçlarını...



şimdi bazen sarılıyoruz böyle. sarmaş dolaş oluyoruz. mutlu oluyoruz. sarmaş dolaş olduk diyorum. evet sevgilim, olduk diyor. ahtapotlar gibi diyorum iç'imden. iç'imden söylüyorum, çünkü o artık bu şarkıyı sevmiyor.