Kasım 16, 2012

cap ou pas cap

the rule was simple. 
are you game or not?

aşk böyle bir şey değil benim için. aşıksan eğer dayanamazsın. tutamazsın içinde. bas bas bağırmak istersin. pat diye karşısına çıkarsın. say something sensible diye düşünür i have one leg diye dillendirirsin. (şahsım bu noktada coupling'e gönderme yapmıştır.)
aşk bir bakıştır. dokunuştur. tutkudur. çirkindir. güzeldir. heyecandır. adrenalinin ta kendisidir. onu gördünüz diye kalp atışlarınızın 200e çıkmasıdır. bir an gözgöze geldiniz diye içinizde fillerin samba yapmasıdır. Kuzey kampüste adama seksek oynatandır.
aşk aldatmaktır (sevgiliyi değil). aşk yalan söylemektir (sevgiliye değil). aşk üzülmektir. aşk ağlamaktır. aşk gözyaşıdır, bazen kahkaha atmaktan akan gözyaşı. aşk hayat sevincidir. aşk yaşamdan bıkmaktır.
aşk midende kelebeklerin uçuşmasıdır. aşk öğle yemeğinde iştahtan kesilmek akşam yemeğinde duble iskender üzerine kaymaklı ekmek kadayıfı yemektir.
aşk nefrettir. aşk yalandır. gizlemektir bir yandan da her şeyi anlatmaktır.
o kadar yorulmaktır ki aşk, bazen eski sevgiliyi özlemektir. onun sessizliğini sakinliğini. onunla konuşamamayı arada, ona uzaktan bakmayı.
bağıra çağıra kavga etmektir. kapıları çarpmaktır aşk. ardı ardına sigara içmektir. karanlıkta oturmaktır. sakinleşince de daha bi sıkı sarılmaktır birbirine.
eşyalarınızı toplamış giderken evden, terk ederken onu beni bırakma dediğinde gidememektir aşk.
beni ondan daha çok sev dediğinde daha çok, daha daha daha çok sevmektir.
canınızı acıtmışken, ağlatmışken, kırmışken sizi yanında kalmaya devam etmektir.
pişman olmaktır.
zevke doymaktır.
koynunda uyumaktır onun.
aşk gitmek değildir, gidememektir.
vazgeçmeye çalışmak ama vazgeçememektir.
karşındakine yalvarmaktır nolur çık git hayatımdan diye, hiç gitmemesini dileyerek.
pişman olmaktır, lanet olsunlarla doludur.
yanlış mesajlar göndermektir. 10 dakikalık okul ev arası mesafeyi 35 dakikada gelmektir. her sabah balkonda gelmesini beklemek, o gelince, köşede durunca, kafasını kaldırıp sana bakınca evden çıkmaktır.
gecenin bir yarısında kapıya gelip telefon etmektir, pencereye çık bi görüp gidicem demektir.
gecenin 3ünde sırf bi adam seni özledi diye kalkıp koşa koşa ona gitmektir.
sevgi değildir aşk. her daim mutlu eden bir şey değildir. acı çektirendir aşk. canınızı acıtan, içinizi yakandır.
özlemektir bi de. deli gibi. özlemekten gözlerinin dolması gibi. 3 gün farklı ülkelerde olmanın ardından 4. günde kucağına atlamaktır, boynuna sarılmaktır, öpmek öpmek öpmektir. en olmadı ara katta buluşup dudaklarınızın birbirini bulmasıdır.
şirket binasındaki asansörden dudaklarınız ıslak inmektir.
buz gibi suda sırf ona sarılmak için titreye titreye kalmaktır.
o seviyor diye sinüzit ve migrene rağmen ıslak saçla dolaşmaktır.
gecenin ikisinde tatile gitmeye karar vermektir. başka bir şehirde uyumaktır. her koyda yüzmektir sarmaş dolaş. bir gece yarısı çırılçıplak denize girmektir. kahkahalarla gülmektir. binlerce fotoğraf çekmektir. tavlada 6-2 atmaktır aşk.
dayanamamaktır. uzak kalamamaktır.
aşk gitmesine ne olursa olsun izin vermemektir.

bu yüzden ki bu film benlik değil. are you game or not? aşkın kendisi bir oyun evet, ama sadece iki kişilik. üzgünüm hanımlar beyler benim oyunumda geçici süreliğine de olsa 3. şahıslara yer yok.


jeux d'enfants ya da love me if you dare ya da cesaretin var mı aşka... seçin beğenin hangisini istiyorsanız onu deyin. 9 sene sonra izledim ve ben bu filmi hiç sevmedim.

bi de ulan adam beni gözlerim kapalı son hız gelen trenin önünde bırakacak ben de ona aşık olucam. ooolldu gazoz ağacı.

bi de onlarınki aşk değil be abicim bildiğin hırs. hayır kendimden biliyorum, iddia kazanıcam diye şehir değiştirmişliğim var benim. gerekirse ülke de değiştiririm sorun değil. her türlü kazanan ben olurum. bu oyun uymaz bana yani. oynarım da aşkımdan değil hırsımdan. her türlü de alırım.

bi de hikaye çok sıkıcı be arkadaş, azıcık sürükleyici olsaymış bari. 90 dakikama yazık oldu, ona üzülüyorum. ben ki sheltering sky ve english patient'ı izlemiş adamım.

bi de evet, tüm bu sebeplerden ben aşk'ın biyolojik olduğuna inanırım. bir ömrü olduğuna. yoksa bir insan ömrü böyle geçer mi ayol. yazıktır, günahtır. yapmayın, etmeyin.