bir saat alışveriş yaptım markette.. ben zaten çok severim market alışverişlerini. ne görsem atarım sepete. bu sebeptendir ki babam da sevil de benle market alışverişi yapmayı sevmez...
evime geldim, aldıklarımı yerlerine yerleştirdim. bilgisayara sertab'ın yeni albümünü taktım, 'rengarenk'le başladı.
renkli önlüğümü giydim, önünde 'i'm the best' yazan tombik aşçılı olan var bir tane, işte onu giydim. saçlarımı toplayıp beyaz şaç bandımı da taktım. işte şimdi hazırdım!!
annemi arayıp onun meşhur küçük kurabiyelerinin tarifini aldım. ağızda dağılan, mis gibi kokan, hafif kıtır hafif pıtır olan kurabiyelerinin...
2 yumurtayla bir bardak toz şekeri çırptım önce. yağlarını ekledim, ununu, tozunu, tuzunu derken yumuş yumuş bir hamur yaptım. evet, ben yaptım.. bizzat kendim, tek başıma...
sonra fırını 200 dereceye getirdim. o ısınmaya başlarken, ben de irili ufaklı cevizler büyüklüğündeki kurabiyelerimi yuvarladım. bazılarıyla harfler yazdım, mesela M yazdım. ;)
kurabiyelerimi yenebilecek kıvama gelsinler diye fırınla başbaşa bıraktım. 5 dakika, 10 dakika, 15 dakika, 20 dakika......
'garip bir koku var sanki, ne ki bu??'
aaaa,, kurabiyeleeerrrr!!!!
evet azıcık fazla kızarmışlar. bazıları da hafifçe kararmış. ama tadı güzel, gerçekten... essahtan...
kadir de öyle dedi, ona yapmıştım zaten kurabiyeleri... 'al, kurabiye yaptım sana. ama yandı...' dedim. aldı, yedi, çok güzel olmuş dedi. evet o dedi, evet öyle dedi...