Kasım 04, 2010

woman in red

daha önce de söylemiştim, yine söylüyorum, hep de söyleyeceğim: "dişi olmak zor zanaat anacım."

isviçreli bilim adamları alp dağlarının zirvesinde gidip kayak yapmak yerine kapanıp enstitülere kadın erkek ilişkileri hakkında, başka yapacak hiç araştırma yokmuşçasına, garip gurup çalışmalar yapıyorlar. yok kadınları çekici yapan detaylar, yok erkeklerin kadınlarda sevdiği 10 şey, yok ideal eşteki özellikler.

şimdi ben kendi adıma ideal eşimde aradığım özellikleri, erkeklerde sevdiğim 10 hatta 20 şeyi bildiğim için, o çalışmalar ilgi alanıma girmiyor. amma velakin söz konusu olan kadınları çekici yapan detaylara gelince ister istemez gözüm kayıyor sonuçlara.

kırmızı ruj.
kırmızı oje.
topuklu ayakkabılar.




iyi güzel hoş kardeşim de, siz biliyor musunuz o kırmızı ojeyi sürmek ne büyük dert? manikür yapmadan süremezsin bir kere, illa ki taşar. taştıktan sonra sadece taşan kısmı da silemezsin bütün parmağı silmek zorunda kalırsın. onu sileyim derken pamuktaki oje parmağı boyar falan filan.



kırmızı ruja gelince, tenine uyan kırmızı ruju bulmak başlı başına bir derttir zaten. hadi buldun diyelim onu taşırmadan sürmek hiç de göründüğü kadar kolay değildir. bir kere kırmızı ruj kullanmaya karar verdiysen vazgeçemezsin, silmeye kalkarsan ortada garip renkte bir dudak kalır. taşan kısmı varsa oraları silmek de problemdir, ne kadar silersen o kadar kırmızı olur.





topuklu ayakkabılar, evet gerçekten çekicidirler. evet gerçekten seksidirler. hele de ince topuklu zarif bir ayakkabıysa. gerçi benim favorim siyah kalın topuklu parlak rugan pabuçlardır. ama seksi oldukları kadar işkencedir de onlar. ilk birkaç saat iyidir de 2. saatten sonra sızlamaya başlar ayacıklar. biraz daha geçince "çıkar bizi burdaaan!" diye çığlık atmaya başlarlar. eve gelip de çıkardıktan sonra önce soğuk suda bekletmek ardından yüksek bir yere uzatmak suretiyle sızısı azıcık olsun dindirilebilir.

tabii bunlar erkeklerin bildikleri şeyler değildir, pek umurlarında oldukları da söylenemez zaten. kırmızı ojelerimizi kırmızı rujumuzu sürsek topuklu ayakkabılarımızı giysek süslensek püslensek gelsek yanınıza tabii bayılırsınız bize.
ben olsam ben de bayılırım bana.