Sabah sabah mailleri karıştırırken, eskilere bakarken; bu aralar da eskilere pek bi taktım hadi hayırlısı, çok eski bir şarkı çıktı karşıma. taa 10 yıl öncesinden. ilk aşık olduğum günden, ilk aşık olduğum adamdan. evet canım bingo, tek ayak üstünde onlarca yalan söylerken benim için bir tanecik bile yalan söylemeyen ilk sevgili var ya o işte, bildin!
can't take my eyes off of you!
"you're just too good to be true" ama ben burda bu adama bi siktir git derim. o zaman diyemedim ama şimdi çok güzel derim.
14 yaşındaysan, ilk kez aşk denen zokayı yuttuysan, karşında dünyanın o an için ennnnn yakışıklı adamı varsa (esmer olmasına rağmen yakışıklı çocuktu allah için), karnında kelebekler uçuşuyorsa, annene devamlı ondan bahsediyorsan, okul yolunda beraber yürüyorsan, beraber yürümek için o okul yolunu uzatıyorsan, ders boyunca yan yan bakışıyorsan, gözgöze geldiğinde kalbin ağzından fırlayacakmış gibi oluyorsa, yanlış mesajlar ona gidiyorsa, yanlış mesajlar sana geliyorsa, masa tenisi masasında aslında masa tenisi maçı yapmıyorsanız, o adama sana bu şarkıyı söylediği zaman siktir git diyemiyorsun. Aval aval, suratta aeaeaea diye otuziki dişin birden göründüğü yavşak bir sırıtmayla, mutluluktan artık yüz kasların ağrıyarak "canııııııımmmm" diye bakıyorsun. aşık oluyorsun. şarkıyı her dinlediğinde, o sana bu şarkıyı her söylediğinde (neyse ki bir kez söyledi) bir kez daha aşık oluyorsun. kanat takıp uçuyorsun. yükseliyorsun yükseliyorsun yükseliyorsun, sonra bi bakıyorsun sen baya bi uçmuşsun, ama adam yarı yolda kalmış. işi çıkmış gelememiş.
sonra geliyor diyor ki sana,
ben seni çok üzdüm, en çok da buna üzülüyorum zaten. yaşadığımız çok şey var, çok güzel şey var. lütfen benden nefret etme. fotoğrafımıza bak, can't take my eyes off of you'u söylediğimdeki gibi ol. öyle gülümse. hatıralarımda öyle kal.
sen de ona diyorsun ki,
peki.
(bu yüzdendir ki, "peki" benim kabullenişimdir. yapacak bir şeyimin, söyleyecek bir sözümün kalmadığı zamandır. üzüldüğümdür ama belli etmediğimdir. benim "peki"lerim kötüdür.)
ama aslında içinden geçen cümleler şunlar:
lan gerizekalı tanışalı epi topu 3 ay olmuş, çıkmaya başlayalı 3 gün. (ay evet o zamanlar "çıkmak" vardı, ne var, sanki sizde yoktu.) ne yaşamış olabiliriz, ne kadar güzel anımız olabilir. ne ara aşık olduk, ne ara çıktık, ne ara soğuduk, ne ara yaşadık, ne ara bitirdik biz bu ilişkiyi. allah belanı vermesin. kaç paralel evrende, kaç ayrı kafada yaşadın sen bu işi. ben 3 gün yaşamışken sen ne ara 33 güne çıktın. ayrıca hangi fotoğraftan bahsediyorsun sen, ben yediricem o fotoğrafı sana senin haberin yok. bi de gelmiş hala can't take my eyes off of you diyor ya.
işte o zaman adamın karşısına geçip tüm bunları söyleyemediğin için, sadece peki dediğin için; ilk aşkının ilk nefretine dönüşmesini izliyorsun sessizce. fonda da can't take my eyes off of you!
6 yıl boyunca nefret ettim ben bu şarkıdan. Hiç dinleyip ağlamadım, ama çok dinleyip çok üzüldüm. Bu sabah dinlediğimdeyse baya baya güldüm.
Sanırım, ilk aşkımla artık barıştığım o an, işte bu an!