Beni ondan daha çok sev diye, dedi.
O pazar sabahı yeni tıraş olmuş elinde bir kucak dolusu beyaz papatyayla gelip beni öptüğünde söyledi.
En çok beni sev diye...
En çok beni özle diye...
Hayatındaki tek özel insan ben olayım diye...
Birini sevmek başka bir şey. Birine aşık olmak başka bir şey. Birisi için özel olmak, birisini kendin için özel hale getirmek başka bir şey.
Zor...
Ben olmaktan biz olmaya giden yolu adım adım arşınlamak...
Kalıplarla yaşamamak...
Biz'e özel bir şeyler yaratmak...
Aşk'ta tekrara düşmemek...
Aynı kelimelerle, aynı cümlelerle, aynı şarkılarla dillendirmemek...
Yapılır...
Aynı şekilde seslenilir. Aynı cümleler kurulur. Aynı şarkılar söylenir.
Bu ne eski sevgiliyle yaşananlara ihanettir, ne de yeni sevgiliyle yaşanacaklara haksızlık.
Bu sevgiyi uygulama biçimidir. Sevmeyi kimde öğrendiysen, kimden öğrendiysen onu tekrar tekrar yaşamaktır.
Hayatına giren herkes bir şekilde özeldir, mükemmeldir. Kalbinde yer açtığın herkes bir döneminde hayatının en özeli, en mükemmeli olmuştur.
Hiç kimseyi özlemediğim kadar çok özlüyorum seni, hiç kimseyi sevmediğim kadar çok seviyorum seni; demişsindir illa ki... Belki de sadece yazmışsındır.
Ben bencilimdir aşkta. Sevgimi gösterme biçimim fazla sadedir. Pek dillendirmem de. Sessiz, sakin, kendi içimde yaşarım.
Böyle öğrendim, böyle yaşadım.
Yine öyle yaşıyorum. Ama bu sefer fark katmaya çalışarak.
Aynı cümlelere yüklediğimiz farklı anlamlarla, aynı şarkılara yüklediğimiz farklı duygularla başladıysak da biz biz olmaya; bu sefer daha önce hiç kimseyi sevmediğimiz gibi sevmek istiyoruz birbirimizi.
Ben sessiz sakin yaşamak istemiyorum bu sefer, onun heyecanına aynı heyecanla onun tutkusuna aynı tutkuyla cevap vermek istiyorum.
Duyduğum sevgi cümlelerine yeni cümleler kurayım istiyorum.
Ondan gelen sarı lalelere, beyaz papatyalara, somon rengi güllere, kırmızı goncalara benden giden renkli macaronlar olsun istiyorum.
En azından, deniyorum!!!
* Bu cümleleri blogumu okuduktan sonra kurdu sevgilim, bir daha okumayacağım da dedi. Ondan böyle rahat rahat yazıyorum ben de. Hem o günden beri radyoda bu şarkı her çıktığında değiştiriyoruz ki biz.
O pazar sabahı yeni tıraş olmuş elinde bir kucak dolusu beyaz papatyayla gelip beni öptüğünde söyledi.
En çok beni sev diye...
En çok beni özle diye...
Hayatındaki tek özel insan ben olayım diye...
Birini sevmek başka bir şey. Birine aşık olmak başka bir şey. Birisi için özel olmak, birisini kendin için özel hale getirmek başka bir şey.
Zor...
Ben olmaktan biz olmaya giden yolu adım adım arşınlamak...
Kalıplarla yaşamamak...
Biz'e özel bir şeyler yaratmak...
Aşk'ta tekrara düşmemek...
Aynı kelimelerle, aynı cümlelerle, aynı şarkılarla dillendirmemek...
Yapılır...
Aynı şekilde seslenilir. Aynı cümleler kurulur. Aynı şarkılar söylenir.
Bu ne eski sevgiliyle yaşananlara ihanettir, ne de yeni sevgiliyle yaşanacaklara haksızlık.
Bu sevgiyi uygulama biçimidir. Sevmeyi kimde öğrendiysen, kimden öğrendiysen onu tekrar tekrar yaşamaktır.
Hayatına giren herkes bir şekilde özeldir, mükemmeldir. Kalbinde yer açtığın herkes bir döneminde hayatının en özeli, en mükemmeli olmuştur.
Hiç kimseyi özlemediğim kadar çok özlüyorum seni, hiç kimseyi sevmediğim kadar çok seviyorum seni; demişsindir illa ki... Belki de sadece yazmışsındır.
Ben bencilimdir aşkta. Sevgimi gösterme biçimim fazla sadedir. Pek dillendirmem de. Sessiz, sakin, kendi içimde yaşarım.
Böyle öğrendim, böyle yaşadım.
Yine öyle yaşıyorum. Ama bu sefer fark katmaya çalışarak.
Aynı cümlelere yüklediğimiz farklı anlamlarla, aynı şarkılara yüklediğimiz farklı duygularla başladıysak da biz biz olmaya; bu sefer daha önce hiç kimseyi sevmediğimiz gibi sevmek istiyoruz birbirimizi.
Ben sessiz sakin yaşamak istemiyorum bu sefer, onun heyecanına aynı heyecanla onun tutkusuna aynı tutkuyla cevap vermek istiyorum.
Duyduğum sevgi cümlelerine yeni cümleler kurayım istiyorum.
Ondan gelen sarı lalelere, beyaz papatyalara, somon rengi güllere, kırmızı goncalara benden giden renkli macaronlar olsun istiyorum.
En azından, deniyorum!!!
* Bu cümleleri blogumu okuduktan sonra kurdu sevgilim, bir daha okumayacağım da dedi. Ondan böyle rahat rahat yazıyorum ben de. Hem o günden beri radyoda bu şarkı her çıktığında değiştiriyoruz ki biz.