Ağustos 20, 2011

anne, ben sarışın oldum.

ön uyarı: beyler, bu yazı daha çok hanımlara hitap etmektedir. pek bir saç baş kıl tüy yazılmıştır. haberiniz ola.


saçlarımı boyatmaya karar verdiğim ilk günden beri, aslında saçların boyandığını öğrendiğim ilk günden beri içimde hep sarışın  olma isteği vardı. evet, tanrı ben öyle yaratmamıştı ama sağolsun yarattığı kulları bana öyle olma şansını vermişti.

ama bir türlü cesaret edememiştim. bendeniz buğday tenli bir şahsiyetim, hatta bazı durumlarda esmer olduğum bile iddia edilebilir. dolayısıyla sarışın olmak çağla şıkel gibi olmak durumunu söz konusu edebilir. onunki gibi bir fiziğim olmadığı için onunki gibi saçlarım olmasını da istemiyorum, almayayım kalsın.

bugün "değiştir beni özcan" diyerek sevgili, saygılı, ve pek becerikli kuaförüm özcan'ın kapısına dayandım. (burada bir parantez açıp konuyu başka bir yere taşımak istiyorum. ben değişmek istiyorum, sıkıldım bu halimden triplerine başladığıma göre ufak bir depresyon söz konusu. zaten dün gazetede okudum hayatında bir kere de olsa depresyona giren kadınlardaki felç olma ihtimali hiç depresyona girmeyenlere oranla %27 daha fazlaymış. aman dağlara taşlara, mucuk tahtalara vuralım. allahım sen koru yarabbim. inşallah maşallah. dinimiz amin. neyse bu depresyon bahsi apayrı bi konu da burada azıcık ucundan göstereyim dedim. göstereyim derken yanlış anlamayın ay, bir sonraki yazının konusundan bahsediyorum. a-aaa içiniz mi fesat sizin acaba? ya da benim??? neyse, parantezi kapatıyorum.) 

"özcan bey ben sarışın olmak istiyorum" deyince adamcağız bi şaşırdı, "tabii pb hanım ama aslında bu renk de size pek yakışmıştı" falan diye geveledi. e kibar adam, "hatun sen esmersin, olmaz senden sarışın" diyemedi. "ayy acaba çok mu çiğ durur? ben aslında böyle değişik bir şey olsun istiyorum. aralara mı sarı atsak. turuncu falan da olur belki. ayy bilemedim kiiii" gibi serzenişlerimden sonra, baktı ki adam işi bana bırakırsa olacak gibi değil, kontrolü ele aldı. dip boya yapıp, aralara bal köpüğü balyaj yapmaya karar verdi.

şimdi çok daha çetin bir süreç başladı, kesim modeline karar vermek. saçlarım omuzlarımda falandı. "ben aslında uzatmak istiyorum, ama kısa kalsın da istiyorum" deyince özcan içinden ya sabır çekip "uçlarından alsak?" diye çözüm üretmeye çalıştı. bi ara "acaba kaynak mı yapsak?" diye bambaşka bir boyut katınca olaya ben özcan beyciğim sabrının sınırına geldi. neyse ki bendeniz maymun iştahlı insan bu fikirden çabuk vazgeçip, kısalttırmaya kesin(!) kararımı verdim.

işin aslına bakarsak, söz konusu saç-kaş ikilisiyse çok problemli bir insanım, kabul ediyorum. saçlarım için gittiğim kuaför başka, kaş aldırmak için gittiğim kuaför başka, manikür pediküre gittiğim kuaför daha da başkadır. kaşlarımı alan kadın senin gibi 2 müşterim daha olsa ben bu işi bırakırım demişti. bir kere mecbur kalıp kaşlarımı kadının yardımcısına aldırmıştım da, yardımcı beni gördüğü yerde kaçıyor şimdi. ancak, özcan'a pek bir güvenirim. kararsız davransam da son kararı hep özcan verir, benim anlattığım saçma sapan renk tarifinden istediğim rengin bana yakışıcak olan tonunu bulur, çıkarır, yapar. o yüzden, hele de bugünkü seanstan sonra, artık özcan'a gözü kapalı güvenirim.

sonuç mu?
değiştim.
artık, olabileceği en açık tonlarda kısacık kleopatra kahküllü saçlarım var. ilk görenlerden aldığım yorumlar "olmuş ki bu böyle" "değişik olmuş güzel olmuş" yönünde. 
bundan daha sarışın olamazdım galiba, dahası gitmezdi bana. en azından şimdilik böyle düşünüyorum, bir ay sonraki seansımızda olacakları henüz kestiremiyorum.
teşekkürler özcan bey.

p.s.1. özcan kuaför acıbademdedir. ve özcan bey işinin ehlidir. bugüne kadar gidip de memnun kalmayan kimseyi duymadım, görmedim. kendisinin tipine baktığınızda güven duymayacaksınızdır, ben bu adama saçlarımı hayatta emanet etmem diyeceksinizdir ama içinizdeki bu sese aldırış etmeyin, ve saçlarınızı özcan'a emanet edin. pişman olmazsınız. denemek isterseniz diye: 0535 617 29 29

p.s.2. ps1 de pek bir reklam yazısı oldu. ama amacım özcan bey'in hakkını teslim etmekti. yoksa komisyon falan almıyorum. gerçekten.