yine başka başka hayaller peşinde koşuyorum. #corporatelifesucks diye diye ömrümü çürüttüğüm ofisimden kaçmak için binbir oyun derdindeyim. her zaman olduğu gibi bu sefer de kısa vadeli planlar yapamadım. sonuçta düzenli olarak ödemem gereken bir ev kiram var. istifa etmek, piyango vurmadığı sürece, şimdilik hayal. hayır zaten oldu da bir gaza geldim istifa ettim diyelim miki jr'ı gerçekleştirmek için ihtiyacım olan sermayenin onbinde birine bile sahip değilim.
bu arada tanıştırayım, miki jr! kendisi yeni hayalimin lakabı olur. henüz bir isim bulamadım, böyle bahsedelim istedim bir süre.
bir kahve evi olacak miki jr. mm's coffee home. ev gibi olacak; sadece kahve, kek ve kitap kokacak olan bir ev. küçücük bir ev. hiç müşterinin gelmeyeceği, gelen herkesin misafir olacağı bir ev. her sabah kendi ellerimle yapacağım keklerin kokusu taze çekilmiş kahve kokusu ile karışacak. kimisi hızlıca uğrayıp sabah kahvesini alacak kimisiyse bilgisayarını kapıp gelecek saatlerce çalışacak. küçük bir şöminesi olur belki, yüzlerce kitap taşıyan kütüphanesi bir de. isteyen alıp kitaplardan birini okuyacak isteyen okuduğunu bırakacak başkaları da okusun diye. bahçemiz olursa ellerimle dikerim çiçeklerini. bazen jehan barbur dinleriz bazen bob dylan. her misafirimle sohbet ederim; havadan, sudan, özgürlükten, eşitlikten, adaletten. her birine ayrı ayrı sorarım "bugün nasılsınız?"
bir de kitap yazarım buloog. yazıp da yayınlayamadığım mektuplarım olur belki içinde. ya da modern zaman prensesi hikayesi yazarım hani hep dalga geçtiğim var ya. hayat bu belli mi olur, belki benim de birkaç okurum olur, ne dersin?
bir de geçen beğendiğim kemik çerçeveli gözlükleri alırım. çok yakışmıştı onlar bana. ne var canım gözlerim bozuk değilse. ben de camsız takarım, hahah. :)