birlikte olduğumuz insanın neden her şeyini bilmek istiyoruz acaba?
ilk söylediği kelime, ilk adımını atışı, ilk düşüşü, ilk yarası, ilk 2 tekerlekli bisiklete binişi, ilk aşkı, ilk aşk acısı, ilk gerçek aşkı ve ilk gerçek aşk acısı.
annesi onun için ne ifade ediyor? babası nasıl biri? okul günleri nasıl geçti? çocukluk arkadaşları kimler? saklambaç mı oynardı en çok? mahalle arkadaşları var mıydı? sokağa çıkar mıydı oynamak için?
o da 5 yaşındayken komşu kızına aşık oldu mu?
tutkuları ne? en çok ne korkutur onu? olmazsa olmaz dediği var mı? gıdıklanır mı? kitap okur mu?
en çok neye güler? ne yaparsam sinirden deliye döner?
hangi filmleri izlemiş? en sevdiği müzik grubu?
nedir onu heyecanlandıran?
çok hastalanır mı?
korkar mı? korku filmlerinden, kabuslardan, kaybetmekten, ölmekten.
saçlarını uzatmış mı hiç? küpe takmış mı? dövmesini niye yaptırmış? kendini ifade etmekte m zorlanıyor yoksa cool görünmek mi derdi?
hayalleri var mı? delice, umursamazca koşmuş mu hayallerinin peşinden?
aşık olmuş mu gerçekten? tutkuyla, aşktan gözleri dolarcasına. sonu ne olursa olsun demiş mi ben şimdi mutluyum nasılsa?
hayır cevabını alacağını bile bile belki bu sefer evet olur diye sormuş mu aynı soruyu?
serenat yapmış mı birine?
ağlamış mı hiç? acıdan ya da gülmekten.
amaaan, bok var di mi? bilmeye, öğrenmeye çalışıyoruz. öğreniyorsun da ne oluyor. tanıyor musun karşındaki adamı ya da kadını. tanıdığını sandığını ne kadar tanıyorsun.
hem zaten sen kendini ne kadar anlatıyorsun, karşındakinin seni tanımasına ne kadar izin veriyorsun.
tanıyıp ne yapacaksın sanki?
yazıyı dün akşam yazmaya başlamıştım. "amaaan bok var" kısmına kadar da dün yazmışım. bu sabah tamamlayayım dedim. okudum, bi sonraki paragrafı yazdım.
ah pms ah, bi anım bi anımı tutmuyor senin yüzünden.
sonuçta, tanımak güzeldir de tanımamak da güzeldir. bilinmezlik katar. hayat ufak heyecanlar ve meraklarla daha yaşanılırdır. ama tanımak da insanı mutlu eder.
ay aman bilemedim.